Yükleniyor
Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları -2

Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları -2

  • Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları -2
  • Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları -2
  • Ülkemizde Palyatif Bakım
  • Sonuç
  • Kaynaklar

Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları -2

(“Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları” konulu yazımın ikinci ve son bölümü)

 

Ülkemizde Palyatif Bakım

Anadolu Selçuklu döneminde inşa edilen ve Osmanlı İmparatorluğu sürecinde devam eden Darüşşifalar, evde bakım hizmetleri, imaret ve kervansaraylar gibi vakıf organizasyonları belki de palyatif bakımın ilk oluşumlarıdır. 1896 yılında II. Abdulhamit tarafından yaşlı ve yoksullara yönelik hizmet veren Darülaceze hospis mantığı ile çalışan ilk kurumdur. Palyatif bakım denildiğinde akla ilk gelen ihtiyaç ağrının giderilmesidir. Ülkemizde de palyatif bakım ile ilgili ilk çalışmalar 1998 yılında kurulan Ağrı Derneği girişimleri ile başlamıştır. 1999 yılında Türk Onkoloji Grubu Derneği bünyesinde Destek Tedaviler Çalışma grubu kurulmuş ve palyatif bakımın farkındalığı önemli ölçüde artırılmıştır (5). 2010 yılında palyatif bakım organizasyonu geliştirmek için bakanlık tarafından çalışmalar başlatılmıştır. Ülkemizde 2010 yılında sadece 10 adet palyatif bakım merkezi mevcuttu. Zaman içerisinde en büyük gelişme Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanlığı tarafından 2009-2015 yılları arasında yürütülen PALLİA-TURK projesidir. 2011 yılında 3 hastanede pilot proje olarak başlayıp 2015 yılında 57 si hastane 140’ı birinci basamakta olmak üzere 197 palyatif bakım merkezi kurulması hedeflenmişti (6). Ayrıca bu projenin amacı opioid kullanılabilirliğinin arttırılması ve toplum tabanlı palyatif bakım modelinin uygulamaya geçirilebilmesidir. Bu çalışma ile palyatif servislerin kurulması hızlanmıştır.

Bu projenin hayata geçirilmesi için oldukça yoğun girişimlerde bulunulmuştur ve son hali ile yönetmelik şeklinde klinik pratiğe geçirilmeye başlanmıştır. PALLİA-TURK projesi esas olarak hemşire bakımı üzerine oturtulmuş aile hekimliği, KETEM’ler ve sivil toplum örgütleri ile desteklenen ve ülkemiz sosyo-kültürel yapısına en uygun bir sistem olarak lanse edilmiş dünyadaki ilk toplum tabanlı palyatif bakım projesidir (7). Bu proje kapsamında palyatif bakım merkezleri organizasyon modeli oluşturulmuştur. Bu modele göre birinci seviyede aile hekimleri, evde sağlık hizmeti ve hastane bünyesindeki palyatif bakım birimleri yer almaktadır. Bu basamakta onkoloji uzmanı bulunmamaktadır. İkinci seviyede ise daha üst düzey bir bakım merkezi bulunmaktadır. Bu seviyede multidisipliner bir ekip tarafından yönetilmeli ve palyatif bakım merkezinin 10 yataklı olması önerilmiştir.

Üçüncü seviyede kapsamlı palyatif bakım merkezleri bulunmaktadır. Bu seviyedeki palyatif bakım merkezlerinin ihtiyaca göre 10-20 yatak kapasiteli ve Eğitim ve Araştırma hastaneleri bünyesinde kurulması önerilmiştir.

Bunların dışında Destekevi (Hospis) ile her seviyede görev alabilecek gönüllüler, belediyeler ve STK’lar belirlenmiştir. Destek evlerinde detaylı bakımdan ziyade son günlerinde hasta semptomlarının kontrol edildiği, hasta ve ailelerine her türlü desteğin verildiği sağlık tesisi olarak tanımlanmıştır.

Ülkemizde hospis yapısına uygun ilk kuruluş Türk Onkoloji Vakfı tarafından kurulan Kanser Bakımevi’dir. İstanbul’da kurulan bu yapı 93-97 yıllarında hizmet vermiştir. Buna benzer bir diğer hospis yapısı ise Hacettepe Onkoloji Enstitüsü Vakfı tarafından 2006 yılında kurulan tarihi bir Ankara evinin 12 odalı bir hospise dönüştürülmesi ile oluşturulmuştur. O dönmede yeterli yasal düzenlemelerin olmayışı nedeni ile bu evin ‘Hacettepe Umut Evi’ adı ile kanserli hastalara hizmet vermesi öngörülmüştür.

Ülkemizde 25 Nisan 2013’te İzmir’de Palyatif Bakım Çalıştayı gerçekleşmiştir. Bu Çalıştay ile palyatif bakıma girme kriterleri, palyatif bakım ünitesinden evde bakım aşamasına geçiş kriterleri tespit edilmiştir. Beraberinde Palyatif bakıma yönelik eğitimlerin multidispliner olması ve Genel Palyatif Bakım Kursu adı altında kurs oluşturma kararları alınmıştır.

2015 yılında Yeni Palyatif Bakım Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge yürürlüğe girmiştir. Bu yönerge ile merkezlerin tanımı, fiziksel şartları, personel görev, yetki ve sorumlulukları, hizmet kapsamı, eğitim ve denetimi, diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliğini kapsamaktadır.

Sağlık bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu internet sayfasından alınan 2016 verilerine göre 68 ilde toplam 1898 yataklı 168 adet palyatif bakım ünitesi bulunmaktadır. 2017 de bu veriler palyatif bakım merkez sayısı 287 toplam yatak sayısı 3650 ye yükselmiştir. 2020 yılında ise Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü resmi internet sitesindeki verilerde ise 81 ilde 5481 yatak ile 410 Sağlık tesisi tarafından yürütüldüğü beyan edilmiştir. Aynı sitede Palyatif bakımın yataklı tesisler dışında verilen tedavi kolu olan Evde Sağlık hizmeti ise 81 ilde 757 sağlık tesisi tarafından verildiği gösterilmektedir (8).

Ülkemizde palyatif bakım hizmeti öncelikle ağrı üniteleri ile başlayıp palyatif bakım üniteleri ile yaygınlaşsa da palyatif bakım sadece hastalara değil beraberinde yaşayan ailelerini de kapsaması gereklidir. Hastalığı kabullenme, bilgi edinme ve ölüm sonrası yas ile mücadele de palyatif bakımın hizmetleri arasında olmalıdır. Fakat ülkemizde palyatif bakım hizmetinde ne kadar gelişmiş olsak da palyatif bakım ağrı ve semptom yönetimi ile sınırlı kalmaktadır. Klinik hizmetlerin yanında dini yardım, ekonomik destek, psikososyal yardım gibi hizmetlerinde sağlanması palyatif bakım hizmetinin tam olarak yerine getirilmesini sağlayacaktır. Bu hizmetlerin tam ve etkin bir biçimde gerçekleştirilmesi ülke ekonomisine de katkı sağlayacaktır.

Sonuç

Günümüzde kanser hastalığı başta olmak üzere kronik bakım gerektirecek Alzheimer, serebrovasküler hastalıklar, Kronik obstruktif akciğer hastalığı gibi küratif tedavinin olmadığı hastalıkların sayısı giderek artmaktadır. Bu hastalıkların giderek artması bu hastalıkların son döneminde mücadeleyi sağlayan palyatif bakımın gereksinimini de artırmaktadır. Türkiye’de palyatif bakım hizmetleri geçen on yıla kadar ihmal edilmesinin nedenleri; aile yapısı, psikososyal kültürü, insan gücünde yaşanan sorunlar, eğitimde yer almaması, palyatif bakım uzmanlığının olmaması ve yeterli farkındalığın olmamasıdır. Sağlık bakanlığı tarafından 2010 yılında PALLİA-TURK projesi, sonrasında yapılan çalışmalar ve 2015 yılında bu konu için yönergenin yapılması ülkemizde bu konuya ivme kazandırmıştır.

“Türkiye’de Palyatif Bakım Uygulamaları” konulu yazım, burada sona eriyor. Sağlıkla kalın…

 

Kaynaklar

  1. Benli AR, Erbesler ZA Türkiye’de palyatif bakımda uygulama ve anlayış farklılıkları. Türk Aile Hek Derg 2016; 20 (1): 5-6
  2. WHO Guide for effective programmes Palliative Care. Definitions1990-2012
  3. ASCO answers Palliative Care A Guide to coping with side effects for people with cancer and their families from the American Society of Clinical Oncology pg:3
  4. Wright M,Wood J, Lynch T, et al. (2008) Mapping levels of palliative care development: A global view. Journal of Pain and Symptom Managment, 35(5): 469-485
  5. Tanrıverdi Ö., Kömürci Ş. Palyatif bakım ünitelerinde yapılanma www.solunum.org s:403
  6. Türkiye Sağlıkta Dönüşüm programı değerlendirme raporu 2003-2011 s:164
  7. Gultekin M, Ozgul N, Olcayto E,Tuncer AM. Türkiye’de palyatif bakım hizmetlerinin mevcut durumu. Türk Jinekolojik Onkoloji Dergisi 2010; 1: 1-6
  8. Khgmozellikli.saglık.gov.tr/svg/palyatif.php (01/01/2020 tarihinde alınmıştır.)

Bu makaleyi yazmış olan, Uzm. Dr. Taner Kaya için randevu oluşturun veya bu makale hakkında daha fazla bilgi edinin.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Bu Sağlık Rehberini Paylaşın
MAKALE YAZARI

Uzm. Dr. Taner Kaya

İç Hastalıkları

Uzm. Dr. Taner Kaya Yazılarını İncele

Plastik ve Estetik Cerrahi Hizmetleri

Kategoriler
Devamını Göster
İçeriği Kısalt
İlgili Diğer Makaleler
Devamını Göster
İçeriği Kısalt