
Osteoporoz Hastalarında İmplant Yaklaşımı
- Osteoporoz Hastalarında İmplant Yaklaşımı
- Osteoporoz Nedir ve Oral Sağlıkla Nasıl İlişkilidir?
- İmplant Planlamasında Sistemik Değerlendirme İlk Adımdır
- Bisfosfonat ve Denosumab Kullanımı: Dikkat Etmemiz Gerekenler
- Cerrahi Planlamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- İyileşme Süreci ve Takip
- Hastaya Bilgi Verme Süreci
- Sonuç Olarak…
Periodontoloji uzmanı olarak, diş implantlarıyla ilgili klinik kararlarımı hastanın sistemik sağlık durumunu da göz önünde bulundurarak veririm. Özellikle osteoporoz hastaları söz konusu olduğunda, tedavi planlamamda çok daha hassas ve dikkatli bir yaklaşım sergilemem gerekir. Bu yazımda, osteoporozlu bireylerde dental implant uygulamalarına yaklaşımımı, bilimsel veriler ve klinik deneyimlerim doğrultusunda ayrıntılı şekilde paylaşmak istiyorum.
Osteoporoz Nedir ve Oral Sağlıkla Nasıl İlişkilidir?
Osteoporoz, kemik kütlesinin azalması ve kemik mikromimarisinin bozulması ile karakterize, kemiklerin kırılganlığını artıran sistemik bir hastalıktır. En çok kalça, omurga ve el bileği gibi bölgelerde kırıklara yol açsa da, çene kemiği gibi maksillofasiyal bölgeleri de etkileyebilir.
Çene kemikleri, özellikle de alveolar kemik, dinamik bir yapıya sahiptir. Osteoporozun alveolar kemiğe olan etkisi; kemik yoğunluğunun azalması, trabeküler yapının seyrekleşmesi ve kortikal kemikte incelme olarak karşımıza çıkar. Bu da dişlerin destek dokularını zayıflatabilir ve diş kayıplarına neden olabilir. İşte bu noktada, hastalarımız implant talebiyle bize başvurduğunda, sistemik durumlarını detaylıca değerlendirmemiz şart hale gelir.
İmplant Planlamasında Sistemik Değerlendirme İlk Adımdır
Osteoporoz tanısı almış bir hastada implant planlamasına geçmeden önce ilk adım, hastalığın derecesini, kullanılan ilaçları, varsa eşlik eden sistemik rahatsızlıkları ve yaşam tarzı faktörlerini ayrıntılı şekilde analiz etmektir. Özellikle dikkat ettiğim bazı hususlar şunlardır:
- Kemik yoğunluğu ölçümü (BMD - Bone Mineral Density): T-skoru -2,5’in altında olan bireylerde kemik kalitesi zayıflamış olabilir. Ancak bu tek başına implant tedavisine engel değildir.
- Bisfosfonat veya denosumab kullanımı: Bu ilaçlar osteoklast aktivitesini baskılayarak kemik rezorpsiyonunu azaltır. Ancak uzun süreli kullanımlarda “osteonekroz” riski taşıdıkları için cerrahi girişimlerde dikkatli olunması gerekir.
- Sigara kullanımı, menopoz süresi, hormonal tedaviler gibi faktörler de kemik sağlığı üzerinde etkili olduğu için mutlaka sorgulanmalıdır.
Bisfosfonat ve Denosumab Kullanımı: Dikkat Etmemiz Gerekenler
Osteoporoz tedavisinde en sık kullanılan ajanlardan olan oral bisfosfonatlar, implant başarısını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu ilaçlar kemik yüzeyine bağlanır ve osteoklastları inhibe ederek kemik döngüsünü durdururlar. Bu durum, cerrahi sonrası iyileşmeyi geciktirir ve nadir de olsa medikamentöz osteonekroz (MRONJ) gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
Benim yaklaşımım şu şekildedir:
- Oral bisfosfonat kullanımı < 3 yıl ve eşlik eden risk faktörü yoksa implant cerrahisi genellikle güvenlidir. Ancak hastayı bilgilendirmek, yazılı onam almak şarttır.
- 3 yıldan uzun kullanım ya da intravenöz bisfosfonat tedavisi almışsa, implant cerrahisinden kaçınmayı veya multidisipliner konsültasyon sonrası karar vermeyi tercih ederim.
- Denosumab (Prolia) kullanan hastalarda, ilacın etkisinin 6 ay sürdüğü göz önünde bulundurularak cerrahi işlemi enjeksiyondan sonraki 5. ay civarında planlarım. Ancak bu da ancak ilgili uzmanla görüşülerek yapılmalıdır.
Cerrahi Planlamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
İmplant cerrahisinde kemik kalitesi önemlidir. Osteoporotik hastalarda kemik yoğunluğu düşük olduğu için primer stabilite elde etmek zor olabilir. Bu nedenle:
- Konik tasarımlı, yüzeyi özel olarak pürüzlendirilmiş implantları tercih ederim.
- Gerektiğinde cerrahi yuvayı daha dar açarak implantın daha sıkı oturmasını sağlarım.
- Kemik grefti kullanımı, özellikle posterior bölgelerde, destekleyici olarak düşünülmelidir.
- Gerekirse sinüs lifting gibi ileri cerrahi yöntemlere başvururum, ancak osteoporotik kemikte bu işlemler daha da titizlik gerektirir.
İyileşme Süreci ve Takip
Osteoporoz hastalarında iyileşme süresi, sağlıklı bireylere göre uzayabilir. Bu nedenle:
- Osseointegrasyon sürecini 2-3 ay yerine 4-6 ay olarak planlarım.
- Yumuşak doku iyileşmesini desteklemek adına hastaya lokal hijyen protokolleri, antiseptik gargaralar ve gerektiğinde antibiyotik profilaksisi öneririm.
- Düzenli aralıklarla klinik ve radyolojik takip yaparak implantın stabilitesini kontrol ederim.
Hastaya Bilgi Verme Süreci
Hastalarıma implant tedavisinin genel avantajlarını anlattıktan sonra, osteoporoz hastası oldukları için komplikasyon risklerinin daha yüksek olabileceğini mutlaka açıklarım. Bu tedavinin başarı oranı, doğru hasta seçimi ve cerrahi tekniklerle oldukça yüksek olsa da, ilaç kullanımı ve kemik metabolizması üzerindeki etkiler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bilgilendirme süreci, hem etik hem de hukuki açıdan çok önemlidir.
Sonuç Olarak…
Osteoporoz hastalarında implant uygulamaları, doğru planlama ve dikkatli cerrahi ile oldukça başarılı sonuçlar verebilir. Ben bir periodontoloji uzmanı olarak, hastanın genel sağlık durumu, kemik kalitesi ve ilaç geçmişi gibi pek çok parametreyi değerlendirerek, bireye özgü tedavi planları oluştururum.
Hedefim, hastamın hem fonksiyonel hem estetik gereksinimlerini karşılarken, uzun dönem sağlığını da koruyacak bir implant tedavisi sunmaktır. Unutmamalıyız ki, her hasta özeldir ve tedavi planı kişiselleştirilmelidir.
İlginiz için teşekkür ederim.
Prof. Dr. Elif Eser ACAREL
Periodontoloji Uzmanı